Ego Süperego ve İd

Freud’un teorik düşünceleri insan mekanizmasının nasıl çalıştığını açıklaması ile başlar Ona göre “Ego denilen bilinçli alan “süperego” ile “id” arasında ver alır. Süperego ve id’ in çelişik, hem de karşıt istek ve eğilimleri arasında bir uyum kurmaya çalışan egonun görevi bir yandan organizmayı dış gerçeğe uydurmaya çalışmak, öte yandan da id’den gelen güdülerle, dürtüleri vicdan ve ahlâk açısından denetlemektir Türkçe’de zamirler erkek ya da dışı diye ayrılmadığı ve ayrıca dilimizde cinssiz (nötr) zamir de bulunmadığı İçin, “şu veya ’o şey diye adlandırılabilecek id insandaki her türlü bilinçsiz dürtü ve güdülerin kaynağıdır.

Tek amacı hazza ulaşmak olan id’ te bir düzen ve organizasyon yoktur İşte bu dağınık haldeki güdüleri ‘ ego’ aracılıgı ile denetleyen şey de süperegodur. Anne ve baba ile toplumun içimizde yer etmiş bölümüdür bu,Freud’a göre. Freud psikanalizinin temel hedefi, ben(ego) ve üstben’i(Süperego) güçlendirerek id i yani dağınık haldeki güdüleni denetim altına almaktır Freud’ un içinde bulunduğu toplumda, zenginliklerin çoğunu kendi yanına çeken bir azınlığın gücünü zorlama ve sansürle koruduğunu görmüş ve bunu kendi teorisine yansıtmıştır İd,‘ kültürsüz kaleleri sembolize eder Ben ise gelişmiş elit tabaka anlamına geliyordu.

Tıpkı toplumsal modelde olduğu gibi id’i yönetip, denetlemek ve ona bir biçim vermek durumundadır. Burada anahtar sözcük olan denetim” Freud-
un toplum görüşünü, teorisine nasıl bağladığını gösterir bize. Baskı ve denetim, düzenlerin korunmasını sağlar ama sorunların çözümü için tek yol değildir. Hiç bir zaman Kısaca “üst ben-ben-id” şeması, denetimsiz, korkusuz ve sömürüden uzak, özgür insanların bir arada yaşayabilecekleri bir toplum yapısına olanak tanımayan, hiyerarşik bir düzen biçimidir.